Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Hukuki Süreç | Aileler İçin Bilgilendirme (2025)

Çocuğun cinsel istismarı suçu, Türk Ceza Kanunu’nda en ağır yaptırımlara tabi tutulan suç tiplerinden biridir. Gerek çocuğun fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü ihlal etmesi, gerekse toplumun vicdanında yarattığı derin etki nedeniyle bu tür suçlar yargı makamlarınca son derece hassas şekilde ele alınmaktadır.

Bu yazıda, çocuğun cinsel istismarı suçunun kapsamı, şikayet süreci, delil toplama yöntemleri, yargılama usulü ve mağdurun korunması gibi konulara 2025 yılı itibarıyla yürürlükte olan yasal düzenlemelere göre açıklık getirilecektir.


Suçun Tanımı – TCK 103

Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesine göre, 18 yaşından küçük bir çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış, çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturur.

Yasa, 15 yaşından küçük çocuklar ile 15–18 yaş arasındaki çocukları ayrı değerlendirmekte; rıza kavramına özellikle 15 yaş altındaki çocuklar için hukuken geçerlilik tanımamaktadır.

Cinsel istismar fiilleri, sadece fiziksel temasla sınırlı değildir. Cinsel organ gösterme, teşhircilik, pornografik içerik izletme gibi davranışlar da bu suç kapsamına girebilir.


Cinsel İstismar Suçunun Cezası

TCK 103. maddeye göre temel ceza şu şekildedir:

  • 15 yaşından küçük çocuğa karşı gerçekleştirilen fiiller:
    8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası
  • Fiilin sarkıntılık boyutunda kalması halinde:
    3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası

Ağırlaştırıcı nedenler varsa ceza artırılır. Bu durumlar:

  • Suçun kamu görevlisi, öğretmen, bakıcı, doktor gibi güven ilişkisine dayalı konumda olan kişilerce işlenmesi
  • Suçun çocuğun yakın akrabası tarafından işlenmesi
  • Birden fazla failin bulunması
  • Suçun tehdit, cebir veya hile ile işlenmesi
  • Suçun görüntü alınarak veya internet ortamında gerçekleştirilmesi

Bu hallerde ceza artırımı uygulanır ve fail hakkında indirim uygulanması çok zordur.


Şikayet Süresi ve İhbar

Çocuğun cinsel istismarı suçu, şikâyete bağlı değildir. Suç öğrenildiği anda savcılık resen soruşturma başlatmakla yükümlüdür. Ancak çoğu zaman ailelerin başvuru yapması süreci başlatan en önemli faktördür.

Şikâyet yolları:

  • Polis merkezine giderek tutanak tutturmak
  • Cumhuriyet Başsavcılığı’na bizzat başvurmak
  • CİMER üzerinden ihbarda bulunmak
  • ALO 183 Sosyal Destek Hattı’nı aramak

Delil Toplama Süreci

Bu tür suçlarda delil büyük ölçüde beyanlara ve uzman raporlarına dayanır. Süreçte şu adımlar izlenir:

  • Çocukla uzman pedagog eşliğinde görüşme yapılır
  • Gerekirse Adli Tıp Kurumu’na sevk sağlanır
  • Fiziksel delil varsa adli muayene yapılır
  • Telefon, bilgisayar ve mesajlaşma kayıtları incelenir
  • Tanıklar ve çevresel bilgiler toplanır

Mağdurun beyanı çelişkisiz, tutarlı ve detaylıysa, bu beyan tek başına bile mahkûmiyet için yeterli olabilir.


Mağdurun Korunması

Çocuğun beyanı, genellikle çocuk izleme merkezlerinde (ÇİM) alınır. Bu merkezlerde ifade pedagog, psikolog ve savcı gözetiminde tek seferde alınır ve tekrar sorgulama yapılmaz. Böylece çocuk tekrar tekrar travmatize edilmemiş olur.

Yargılama sürecinde çocuk psikolojik destek alır, gerektiğinde gizlilik kararı verilir ve duruşmalar kapalı yapılır.


Mağdurun Ailesine Düşen Hukuki Sorumluluklar

Ailelerin:

  • Çocuğun beyanını ciddiye alması
  • Durumu gecikmeden adli mercilere bildirmesi
  • Delil karartılmasına veya müdahalesine yol açacak davranışlardan kaçınması
  • Gerekirse uzman ceza avukatı desteğiyle süreci yürütmesi

büyük önem taşır. Özellikle Kartal’daki İstanbul Anadolu Adliyesi, bu tür davalarda yoğun dosya trafiğine sahiptir. Bu nedenle süreci deneyimli bir ceza avukatı ile yürütmek hem mağdurun haklarını korur hem de yargılama sürecinin sağlıklı işlemesini sağlar.


Fail Açısından Yargılama Süreci

İsnat edilen fiil çok ağır olduğundan, fail hakkında genellikle tutuklama kararı verilir. Mahkeme sürecinde delil yetersizliği, yanlış teşhis, soyut beyan gibi hususlara dayanılarak savunma yapılabilir. Ancak bu dosyalar yüksek cezalar içerdiği için, hem iddia hem savunma titizlikle yürütülmelidir.